Ojenin nasıl bulunduğu ve kimin bulduğu merak uyandırmıştı şahsımda, üşenmedim araştırdım geçenlerde.
Bizim Turkish Delight gibi buda yine kavga gürültü yaratmış ve herkesin sahiplendiği (ben buldum ben buldum sidikli sen bi sus ) olay yaratan bir olay olmuş. Bizim dışımızda maşallah herkes icad etmiş bu kadın vazgeçilmezini. Efendim ilk olarak New York' lu Helen' den bahsedeyim.
Misafirleri için denize midye toplamaya giden Helen, tırnaklarının sararması üzerine şaşırmış etkilenmiş ama istediği renk bu değilmiş. Bir gün Tırnaklarına boya yapıcısı olan eşinin boyalarından birini sürmek aklına gelmiş. Çokça rengin arasından kırmızı olanı seçip ince bir fırça ile tırnaklarına sürmüştür. Misafirleri geldiğinde Helen'in tırnakları bütün kadınların hayranlığını toplamış ve Helen patlamış gitmiş :) ( Helen' den ziyade bence kocası buldu bu işi, fakat Helen kadın dişliydi. Kendisi popüler olsun diye efendim kocasının ayağına sıktı.. Böyle düşündürüyor hikaye ne yapayım)
Diğer taraftan "Babil"liler var. Bunlarda ojeyi sosyal sınıf ayrımı için kullanmışlar. Babilin ardından bir iddia da Eski Mısır'dan ( yaw he he siz buldunuz tamam, suyu, saati hep siz buldunuz ) Burda bir çifçi, eline reçine bulaşınca kirlendiğini düşünmüş. Yıkamış yıkamış çıkmamış. ( öyle herşey ellenmez evladım o dönemlerde bak daha su yeni bulundu sabun yok ohoooo ) Bu adamcağızın elleri reçine ile iyileşir efendim günden güne, eşide bu durumu görüp yıpranmış olan tırnaklarına sürer ( adam tabi her işi zavallı Mısır kadına yaptırıyor ahhh taa ozamanlar da erkek egemenliği tee Mısırda bile hakim) Kadıncağız tırnaklara sürüyor ve bu renk herkes oldukça beğeniyor. Ortalık kaynıyor;
-Kız bizim Cleopatra' nın tırnakları gördünüz mü ?
- Ne olmuş onun tırnaklarına abla ?
- Bilmem ne olmuş ...
(Kıskanç Mısırlı kadınlar )
Gelelim İngiliz Alishe.. ( piiiisss) kadın tırnakları pis diye boyamak istiyor efendim. Toz boya kullanıyor yok olmuyor, suya girince boya çıkıyor. Alish düşünüyor ne yapsam bu pis tırnaklarımı saklasam sürekli yıkamakla uğraşamam bişeyler yapmalıyım.. diyor. Dağlardan topladığı zıkkım kökü, (zıkkım deme yaa içim bir hoş oldu :)) menengeç yaprağı ve biraz da tiner kılıklı ozamandan bir madde ile bir karışım hazırlayıp tırnaklarına sürüyor ve amacına ulaşıyor. Bide utanmadan ne demiş ;
"Hoşuma gitti, en azından tırnaklarımın arasında pislikler görünmüyor. Mutluyum artık" ( boyun devrilmesin o pis ellerle Fish&chips mi yapacaktın ıyyyy )
Bence ben buldum ojeyi ben aldım ben boyadım ben ben benn....
İlk ojeyi sürdüğüm gün tırnağa cetvel yemiş insanım ben. Ojeyi bana mı anlatıyorsun. Hangi kadın
sevmez rengarenk, kış- yaz modu ojeleri.. Yiğit Ömer doğmadan evvel ona özel frenchler mi yapmadım, çiçekli böceklileri mi olmadı.. Kadın budur yahu.. Mutlu olmayı 3 TL lik bir oje ile başarabilir.
Ojelerinizi karıştırın:) Tonları ayarlayıp karıştırarak raflarda olmayan ojelere sahip olabilirsiniz kızlar ;) Benden söylemesi..
Birde oje kapağınız açılmıyorsa sıcak suya ters çevirip 2 dk bekletin hemen açılsın:)
Sevgiler, rengarenk günler!



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder