23 Ağustos 2016 Salı

Tek Rakibim Türk Hava Yolları!

Ekildiniz efendim.. Dün yazacaktım ve unuttum :) Blogger olmak iyiymiş, bir gazetede yazıyor olsam yazı işleri genel müdürü şuan saydırıyordu ( biz bu kadının keyfine göre mi gazete basacağız ne demek efendim bir gün yaz ertesi gün yazma :)) Olmazdı, olmuyordu yazmalıydım.
Bugün konumuz "arabalar"! Yiğit Ömer' in arabaları değil pek tabiiki.. Şahsımın arabalarla olan reel münasebetleridir.

Yıl 2011-2012 civarları ve bendeniz Televizyonculuğa kamera arkası devam ederken bir anda ekran önüne transfer oldum. ( pabucumun transferi :) Aldığım tiyatro ve diksiyon eğitimlerinden mütevellit özgüveni tamam bir sunucu olabilirdim. Milyon tane konuda fikrim yine bir çok konuya ilgim vardı, her şey sunabilir ve hatta harika bir "sabah şekeri" olabilirdim.

Moda programı sunabilirdim, müzik programı yapar şarkıcıların tüm sırlarını döküp hepsiyle papaz olurken popüler oluverebilirdim. En kötü ihtimalle inşaat sektörüne hizmet eder üç- beş inşaat firmasında ev bakar havuzlu teraslı binaları satabilirdim. (bana sat de her şey satabilirim, sadece "adam" satmam arkadaş! :)
Bahsettiğim gibi bir çok konuya hakim hissediyordum kendimi.. sadece o konu? O kadar uzaktım ki tek dilime dolanan "alacaksın ford, olacaksın lord" benzetmesiydi..
Evet Ford, Volvo, Mercedes, Arkas Otomotiv, Porsche, Motor ve ardından şanzıman, fren hidrolikleri, motoru, kasa tipi , amortisörlere kadar vardı bu işin ucu..
Ehliyetin yok mu araç kullanmadın mı kızım ?Olmaz olur mu hiç benim ehliyetim. 18 yaşımı doldurduğum gibi ehliyeti aldım. Etipi araç sürme hayalim ve babamla olan diyaloğumuz tarifi mümkün olmayan bir gaz vermişti bana, ve 18 yaşı günlerle saatlerle denk getirip aldım o ehliyeti. Gayette yüksek puanlarla tek seferde sahiptim kendisine, hatta her küçük kız motor dersinden bir kaç kez kalırken bendeniz en yüksek notu almıştım. ( tamamen hırstan ve ezberle kabul ediyorum zerreyi miskal anlamadım motor mevzusundan bişey)  Fakat bu iş başka bir işti..
Gelen teklif; Bir haber kanalında "Sürüş Keyfi" isimli programı hazırlayıp sunmamdı. ( isminden de anlaşılacağı gibi konu kıza çok uzaktı:))

Başarabilirsin Şenay diye başladık, ilk çekim iyi kötü geçti. Arabaların sağı solu incelendi, hayretler içerisinde türlü araçlarla yüzleşiyor ve tanımakta onları anlamakta güçlük çekiyordum. Koskoca otomotiv firmalarının sahipleri bence yüzümden anlıyordu araba konusunda bilebileceklerimi.
Ahh ne çok destek oldular sağolsunlar.. Ben kamera arkası eğlenceli konularla sohbetleşiyor , firma sahiplerine küçük süprizlerle şaşırtıyordum :) Böylelikle onlarda bana sürekli araba anlatmak istiyordu. Program için yeni -eski bir çok otomotiv firması ile çalışıyordum karşılılı memnunduk ( o şirinlikleri yapmasam ne makara konusuydum :)) Öğrendiğim ve gördüğüm en değerli bilgiler;
Volvo çok sağlam araçtı,
araç alacaksak yıl sonlarını beklemeliydik
ikinci el araç alacaksak amortisör ve rötbalans önemliydi :)


Bursa'ya , Ankara'ya ( Arkas Otomotiv hep şahane ağırlardı yerleri başka) İzmir' e gidiyor çekimler yapıyor, eğleniyorduk da az biraz... Fakat benim alanım bu değildi haddimi bilmeliydim :) ya bu otomotiv sektörüne daha fazla emek verecektim ya da zirvede bırakıp kameramın arkasına dönecektim. Döndüm :)

Şimdilerde arabalar için diyebileceğim; yaklaşık 150 ye yakın oyuncak arabaya sahibiz:) Oğlumla bir otomobil programı yapsam bence benden daha başarılı olur :)

Günün sözünü söyleyip kendimi İstanbul trafiğine teslim ediyorum izninizle..

Kadın sürücü yoktur! AIIah’a emanet araba vardır.

:) ( kızlar kızmayın emi :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder