Tam da 17 yıl olmuş geçeli ama bitmeyeli.. O sene doğmuş bebek şimdi üniversiteye başladı ve iyiki de hatırlayamadı anılarında yer veremedi o geceyi..
Bir anda bir gürültüyle uyandık, kapı eşiklerinde anne -baba ve çocuk dağılımı yapıldı gayri ihtiyari. Uykudan böyle ani bir sarsıntıyla uyanmak akıl kaldırır iş değildi. Dua edebiliyorduk yalnızca, başkaca yapabileceklerimizi ya bilmiyorduk ya da basiret haklı olarak bağlanmıştı. Başımıza ne gelebileceğini kestiremeden sadece "bitsin artık nolur" diye yalvarıyordum. Bildiğim duaları unutmak üzereydim ve onlar için daha çok korkuyordum. Bana bir şey olursa onlar ( ailem) çok üzülücekti ama onlara bişey olursa bende katlanamazdım buna. Eğer öleceksek sanki hepimiz ölmeliydik diyordum. Hızı arttıkça sanki düşünememeye başladım ve o anda korkum gitti. Yavaşça depremde duruldu ve herkes sokaklara dökülmüştü. Oturduğumuz bina tatlı bir mahalleydi ve nerdeyse herkes bir birini tanıyordu. Bizimkiler indi aşağı bende peşlerinden indim ama bişeyler beni dürtüyor sanki yukarı çık diye ( cengaver olup balkondan seslenecektim halkıma :)) Nitekim öyle de oldu çıktım, eşya alayım yiyecek içecek ve üzerimize bir kaç parça eşya almalıydım. Bu görev benim olsundu!
Babam sanırım yukarı geldi ardından indi alacaklarını alıp, ben ya ben? İstediğimi yaptım ve herkes aşağıda endişe panik korku içindeyken seslendim onlara; yukardan bişey isteyen var mı ? başka bir ihtiyaç var mı? diye.. Annem ve diğerleri aşağı inmem için uyarıyor kızıyor hatta bağırıyordu. Ben biraz daha dursam gebericem haberim yok :) Güldüğüme bakmayın ağlaya ağlaya çıkmıştım yukarı. Emindim bi yerlerde birilerine bişeyler olmuştu. Görünürde ortalık dağınıktı ama bizim etrafımızda ölen kalan yoktu ama dakikalar sonra herkesin aklı başına geldi ve haberler almaya başladık. Korkunç şeyler duyuyorduk, boş alan arıyor ve bir şekilde bizden daha çok bakıma ihtiyaç duyan insanlara yardım etmeye çalışıyorduk. Bir kaç gün dağ bayır bağ bahçe sokaklarda geçirmiştik genellikle.
Neler duydum, ne hayatlar dinledim 17 yıldır bu geceye dair akıl almaz. Belkide çok insanla iletişimde olmamız gereken işler yaptığımızdan bu kadar deprem hikayesine denk gelmiştim, bilmiyorum.. Görüp yaşayabileceğiniz en berbat hikayeler vardı. Ölümler, sakat kalmalardan tutun da istismarlara kadar korkunç hikayeler.! Kulaklarımdaysa sürekli inleyen bir cümle.." sesimi duyan var mı?" ...
Böyle büyük afet yada milletçe sıkıntılı günler yaşadığımızda fırsatçılar bir anda gün yüzüne çıkarya..o dönemde öyle olaylar yaşanmıştı. Ticari yönden kar amacı güden, duruma hizmet etmeyen firmalar mı dersiniz, çocuk istismarları mı yoksa o deprem anında can derdinde olan insanların kolundaki bileziği almaya çalışan yağmacılar mı dersiniz! Asla milletimiz insanına yakışmayan bir sürü hadise yaşadık gördük o dönem. Nasıl ki Havalimanında terör saldırısının gerçekleştiği gün perişan halkı taşımak üzere bir grup taksicinin bu insanlardan kelle başı 100 tl talep etmesi gibi bir çok lanet mevzu.
Bu günlerde kenetlenmeli ve yaralarımızı birlikte sarmalıyız halbuki. Bizi bizden başka kimse anlayamaz ve dinleyemez. Bunu unutmadan bütünlüğümüzü koruyabilirsek ancak teselliyi ayrılmadan bulabiliriz. Darbe Girişimi olduğu 15 Temmuz' da büyük bir sınavdı bize aslında bütünlüğü ifade edebilmek adına. O gün yaşadığımız herşey gerçekti! Ne yazıkki haince yapılan saldırı tasarlanmış, planlanmış, organize olmuş bu hainlerin tuzağına cesaretimiz ve vatan aşkımızla düşmedik. Biz teselliyi yine birbirimizde bulduk! Her durumda iyileşmek ve yeniden daha güçlü ayağa kalkmak için geçmişimizi hatırlamalıyız.
17 Ağustos 1999 asla unutulamaz! O büyük afetten herkes ders almıştır umarım. Komşum Fatma abla bir daha annesine bağırmaması gerektiğini, o müteahhit bunca berbat malzeme ile insanları nasıl ölüme sürüklediğini, belediyeler kentleşmenin nasıl olması gerektiğini ve bende üzüntümü dahi sevdiklerimle paylaşmanın ne demek olduğunu anladım. O zaman biz 4 kişiydik.. Şimdi 3!
İnsan sevdiğiyle birlikte tam alabiliyor nefesini de içine çeke çeke .... Hep biraz yarıda kesilir benim nefesim bu yüzden. Hep biraz içime çektiğimde eksikliğim gelir boğazıma oturur..
Sevdiklerinizi üzmeyin.. sevin olabildiğince sevin! Yanınızda olmaları inanın ki sabretmekten çok daha güzel.
Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan Rahmet Dilerim.
Sevgiler..



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder