Uzun zamandır en çok duyduğum ve artık pis pis gülerek saygı
duyamadığım, çoğunlukla bertaraf etme sözcüklerinden (klişelerinden) biri oldu itiraf edeyim. Kendim de dahil! Ne zaman
birine "Çok Meşgulüm Canım" desem ardından kendime kızıyorum.
Herkes o kadar meşgul ve yoğun ki, sanırsın periyodik
cetvele 119. elementi bulmak üzere!
Yolda, toplu taşımada, iş yerinde, pazarda,
markette kimi görüyorsanız (hele bir de uzun bi ara size zaman ayırmadı, randevulara gelmediyse ) ayyyy kesin çok meşguldür.
O kadar meşguldür ki, instagram da artık “hepsini gördün”
ibaresini günde 80 kere okumuştur.
Şenay saygısızlık etme, şurada koca şirketin yükü omzumda, 5
kişilik performans sergiliyorum! Sene 365 gün ben tamamı çalışıyorum, ne
tatilim var ne gezmem tozmam.. diyenlere de pek çok lafım var.
Arkadaşlarım bakın zaman geçiyor, hızla yaş alıyoruz ve sığdıramıyoruz samimiyetleri güzellikleri. Eğer bunu bir korku ve
baskı ile yarın kaygısı ile yapıyorsanız ya da tee bebelikten böyle kodlanıp
patron korkusu ile çok çalışıyor havasına bürünüyorsanız, yazık..
Hayır bir çok kişi de harika değil işinde gücünde. Hepsinde
ayrı bir sorun, iş kavgası – performans kaybı- üretememe derdi- huzursuzluk –
mutsuzluk- berbat bir ekip çalışması – türlü kuyu kazma ve arkanı kurtarma
mücadeleleri ile boğuşmakta. Çoğunlukla o "çok meşgulüm" imajımız artık hastalık haline gelmiş.
Oysaki iyi yönetilemeyen zaman sebebiyle çoğunlukla meşgul
oluyoruz. Başarı değil başarısızlık haline geliyor kimi zaman fütursuz
mücadelemiz.
Elbette diyemeyiz ki kimse çalışmasın gezip tozsun tüm gün
kitap okusun. Hayat ve bunla birlikte artan ihtiyaçlar devam ediyor. Ama biz ne
yazık ki bunun da suyunu çıkardık. İhtiyaçları doğrultusunda tüketen değil,
mütemadiyen tüketen bir toplum haline geldik. Hem de çapımıza göre de değil,
boyumuzu aşan bir tüketim halindeyiz. Yemeyi içmeyi, gezmeyi, giyinmeyi hatta
artık sevmeyi sevilmeyi, toplumu, aileyi her şeyi tükettik.
Bi sakince kalbimizi ruhumuzu dinleyelim birlikte..
Bi sakince kalbimizi ruhumuzu dinleyelim birlikte..
- Neye faydası oldu her gün delice cevapladığın 15bin mailin?
- 8 senedir görmediğin can kankanla arana giren ne?
- Ya çocuğunla geçiremediğin harika bir yaz tatiline mani olan genel müdürün,
- Kendisi hastayken sen iş gezisinde olduğun için yanında olamadığın annenin elini senin yerine tayin ettiğin bakıcının tutması,
- Peki ya Karına zaman ayırıp, en sevdiği yemekleri erkek egosundan sıyrılıp sevgiyle yaparak tüm gün ona veremediğin saatler için,
- Aile büyüklerine – ayyy orda deniz mi var gelelim zaten senede bi tatil yapıyoruz onda da Bodrumdayız dediğinde utanmaman?
- Bayram sabahları hala uyuyor olup, bugün bayram yatıyorum valla bana dokunma derken, 3 yaşındaki çocuğunda daha oluşturmadan bitirdiğin Bayram Neşesi ?
- Gençliğinin en güzel zamanlarında tertemiz kurduğun dostluklara sadece instagram tbt sinden bir yorumla sesleniyor olman..
Tüm bunlara engel olabiliriz diye düşünüyorum. En azından aile hayatımızı mütevazı ve sabırlı davranıp, iletişime açık bir modelde dizayn edebiliriz.
Yoksa gelen jenerasyon da büyük tehlike görüyorum. Onlar dahi çok meşguller.. Asla tecrübesi – değeri olan insanlardan birikimlerinden faydalanmayı kabul etmiyor, istemiyorlar.
Kendileri ziyadesiyle yoğun, meşgul ve her şeye hakimler.
Bu saygısızlıkların önüne geçebilmek için ailece iletişimde
olmalıyız, bir birimize zaman ayırmalıyız.
Ailesi, büyükleri ve idolleri olmayan ya da zaman geçirmeyen
gençler de asla saygı duymuyorlar.
35 yaşında birine, 20 yaşında bir gencin tavır yapıp, asla dinlememesi, isyan yapması kadar üzücü bir durum yok emin olun.
Biz bu kadar meşgul olurken sağımızda solumuzda kim varsa hepsi de dağılıyor!
Biz bu kadar meşgul olurken sağımızda solumuzda kim varsa hepsi de dağılıyor!
Sen çocuğuna zaman ayırmaz ona idol oluşturmazsan o da gider sadece Enes Batur olmak ister, ilim bilim ya da hayal gücü peşine düşen insanlara itibar etmez. Çünkü bilmiyor
suçu da yok.!
Efendim gerçek bir insan gibi duygularımıza fırsat verelim
diyorum, ne dersiniz? Kendimize fırsat verelim.
Birilerinin en iyi elemanı olup, koca strateji
toplantılarında patron alkışı almaya mücadele etmek yerine gelin iki çift lafın
belini bükelim. Olmaz mı? Birbirimizden faydalanır, işlerimizi de
sevdiğimiz ve kendimizi iyi hissettiğimiz için yaparsak mutlu bireyler
olabiliriz. Ayy aman çok duyduk bunları diyip kulak arkası etmeyelim, birlikten
sahiden kuvvet doğuyor.
Hatırlayan bilir biz devlet okullarında “küme çalışması” ile sinerji yaratmış çocuklardık : )
Hatırlayan bilir biz devlet okullarında “küme çalışması” ile sinerji yaratmış çocuklardık : )
Dedikleri gibi
eşyaları kullanıp ,insanları sevelim tam tersini yapmayalım olmaz mı?
Bir de rica ediyorum şu zamanı iyi kullanın, lüzumsuz bir iş
için 5 saat ayırıp sonrasında komik meşgulüm cümleleri zikredip durmayın.
Herkes bir birinin şahsına, yeteneklerine, hayattaki kavgasına, mücadelesine,
duruşuna, insani yetilerine, kibarlığına, sabrına saygı duyduğu ve bunu samimiyetle
hissettirdiği sürece egonuzda kaybolur gider.
Hiç istemediğim bir şey ama keşke bu sefer bu yazıyı bir yerlerde paylaşsanız bir birimize anlatsak aslında "özlediğimizi".. :kalp:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder