22 Aralık 2016 Perşembe

Normalleşmeyin Arkadaşım!


Nasıl dağılır bu kafa, ve nasıl çıkarız bu durumlardan? Süreklilik arz eden cevapsız sorular..
 
Son 1 yılın facia blançosu, yaşadığımız yetmiyormuş gibi yastığa kafayı koyduğunuzda düşüncelerle devam edip rüyalarala eşlik ediyor şahsıma. Her sabah telefonu elime alarak alarmı kapatıp hemen peşinden haber sitelerine ayılmadan göz atmalar.. Yola çıktığımda bugün belasız kazasız geçsin dualarıyla trafiğe dayanmalar.. Evet zor günler geçiriyoruz, ve kaçımız durumun gerçekten farkında acaba!

Bende isterdim şu sabah şekerleri programlarını izleyip, izdivaç komikliklerine  gülerken tüm bunları unutmak. Oda mümkün olamıyor, deniyorum ama milletin izlediğinde kafa dağıttığı programları izlerken ratinglerine bakıyor , kahroluyorum.
 
Televizyonu açtığınızda karşınıza çıkan programlar, sokaklarda yaşadığınız insancıl olmayan olaylar, ve daha niceleri toplumun aynası ne yazıkki.. Demekki efendim biz bunları hak ediyor ve bunlara prim veriyoruz ki layığımız “kısmetse olurlar” diyorum acıyla! Kadın adamın sevgilisi olmuş, öpmeye çalışıyor ve bıyıklı abimiz öpemem elalem izliyor diye kadını itiyor ( kadın mutlu maçosunu bulmuş ) BE çocuğum sen milyonların önünde darling arıyorsun tüm maçoluğunu sergileyerek? Sen hayırdır yani ?
 

Şahsımı tek mutlu eden; bu programların yapımcılarının çoğu çok değerli arkadaşlarım ve bir sürü insana ekmek kapısı açıyor, insanlar şu işsizliğin ve sıkıntıların olabildiğince yoğun döneminde rating kaygısı ile para kazanabiliyor. Eh napalım diyorum.. Kanal sahipleri o çok vizyonlu yurt dışlarında masterlar yapmış büyüklerimiz istiyor bu programları halkın gözüne sokmayı. Halkta talep ediyor alan memnun satan memnun. Haketmeyen kitap okuyor , National Geograpic’te aslan kaplan izliyor , History bakıyor. Kaliteli zaman geçirmek için hayat standartlarınızın yüksek olmasına lüzum yok kanaatimce.   Yine de siz bilirsiniz..

Normalleşmeden takip ediyorum, 14 şehit verdiğimiz gün gece kulübünden kareler paylaşmamaya dikkat ediyorum ( ki bugün kulübe girmeye vicdanım el vermiyor) yaşananların büyük hesaplar olduğunu farkediyor ürküyorum, dünya basınını merakla takip ediyor, çözümü olan var mı diye umut arıyorum. Normalleşmeyin arkadaşım, yakışmaz bize!!! Hayat devam eder elbette az güler, akışında kayboluruz günün. Lakin gözüne soka soka eğlenmeyelim az biraz, sağa sola bakalım yarından vazgeçmeden . Huzur arayalım yanımızda yöremizde, bulacağız elbet.

Normalleşirseniz hepimiz öleceğiz! Yaşamak için ayarımızı bulalım. Sert oldu son cümle farkettim tamam .. Ama kızıyorum ara ara ve yine bir koç burcu olarak durduramıyorum kendimi.

 

Üzgünüm….

 

2 Aralık 2016 Cuma

Havasına Suyuna...


Eskiden “havada aşk kokusu vardı” ya da “havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun” du..
 
 
Şimdilerde aşk kokusu değil de buram buram bir yalnızlık var, acı var L Sisli puslu geliyor gökyüzü ve üşütüyor ziyadesiyle.

Benim kanaatim şu yönde; bu havaların dengesini yıllardır fütursuzca bozarak kenara çekiliyoruz! Ah efendim havalarda bir acayip, bir soğuk bir sıcak. Ne zaman gelecek bu kar, ne zaman yapraklar dökülecek, yağmurlar gelecek?

Soruların cevabını doğada ve yaratanda aramamızın lüzumu yok.

Bize verilen tüm nimetleri kötüye kullandık hunharca.

Hormonu, gdosu, egzozu, dev binaları ve daha niceleriyle biz öldürmedik mi geçmişi? O yüzden suçu önce kendine at beybi.. Ha devamında elbette mevcut sistem de bunu körükledi ve biz buna engel olmadık ya da olamadık. Olabilecek güçte olanlarımız vardı, onlar da olamadı ve yavaş yavaş sindi memlekete bu karabulutlar. Hiç benzetmek istemiyorum ama sahiden gördüğüm bir “kanser” illeti gibi girdi kanımıza. Sinsi sinsi yayıldı vücuda hak etmediklerimiz ya da hak etmediğimizi sanıp müsaade ettiklerimiz. 

Ayy bu sıkıcı konularla germe bizi Şenooo! Diyesiniz geldi dimi?

Demeyin.

Yoksa daha da sıkıcı olup yüzüne yüzüne vurabilirim meseleleri. Yüzleşmek ister miyiz onu da bilmeden…

Lüzumsuz farkındalıklar yaparak kimi zaman asıl meselemizi unuttuğumuzu böğürüyorum umarsızca! Ettiğim her kelam olay olup tokadınız oluyor, yapmayın a dostlar. Mesele biziz! Siz duygularınızı güçlü kılarsanız hiçbir kuvvet havanızı bozamaz. Güçlü duygularımızı köreltip daha basit yaşayarak hayatın lezzetlerinden vazgeçtik. Paylaştığımız fotoğraf karesi bozulur bozulmaz herkes mutsuzluğuna çekildi.. Yapmayın a dostlar! Ben hepinizin mutluluğunu görmek istiyorum elbette, lakin devam edin mutlu olmaya like’a kapılmadan, repost’la uğraşmadan mutlu olmaya devam edin. Minikliğim ve bu 33 yıllık hayatımda karşıma çıkan 3493872397346 insanın gözlemidir. Tekrar yazamayacağım sayıda insanı nasıl mı tanıdım? J Hemen söyleyeyim; eleme yaptım! İstemez miydim sadece bembeyaz bir un elemek bir köy kasabasında ayağımda kara lastiklerim üzerimde şalvarımla. Keşke inek sütünü katıksız içip, nutella yerine miss kokulu tereyağdan süreydim ekmeğimin üzerine. Ahh ah…

Neyse konumuza gelirsek elemeden kastım insanlar olmuştu, hadsizceJ Yaptığımız onlarca TV programında hepimiz gibi evlisi, bekârı, iyisi kötüsü bir sürü insanla kesişti yolum. Analiz ettim, dinledim, hobileri – fobileri anlamaya çalıştım ve hepsiyle büyük mesailer harcadım. Yüzlerce hayat tanıdım ve mesailer dolayısıyla bu hayatlara dâhil oldum. Ondan sebep yaşımdan büyük tanışmışlıklarım var benim. Ve biliyorum ki hepimiz yaptık bu mevcut vaziyeti, havayı, suyu..

Havada aşk kokusu olabilirken kendi yarattığımız sebeplerin kini, hırsı çöküyor ciğerlerimizin çukuruna kokuya niyet.

Hadi biraz durulalım, anlamaya çalışalım, dinlemeye de.. Ben dinlerim saatlerce eğer olabilecekse çözümü?

Sevebileceksek tekrar birbirimizi.
 

“Havalar nasıl olursa olsun bizim havamız iyi olsun” diyen sarışın kız tekrar gelsin ve biz zamanında yağan kar ile çılgınlar gibi eğlenelim. Elbette şu saatten sonra 30 yıl evvelki birlik beraberliğe, komşuluğa dönülmez hemen. Ama doğruları, gerçekleri ve çözümleri tartışabiliriz kanımca.

Bir de bir şey diyim mi çok üşüyorum yahuJ Sert bir Ankara soğuğuna maruz kalmış gibiyim an itibariyle..
Son bir sözüm daha var ; Havayı geldiği gibi, rüzgarı estiği gibi, kadını olduğu gibi kabul edin. :) derler.
 
Mutlu, mesut günler dostlar!