10 Ekim 2016 Pazartesi

Vertigonmu var derdin var!

Aslında bugün vertigo mertigo konuşasım yok. Maksadım önce kendimden sonra siz değerli okurlarımdan... :) şakacı Şenay :) okuyan herkes kıymetli elbette ama şimdi haddimizi bilelim haftalardır yazmamışsız, bloğumuza sahip çıkmamışız birde burda okurlar diyoruz hava bin beşyüz .. Kendimden özür dilerim! Yine ne istediğimi bile bile ihmal ettim kendimi , bloğu! Umarım artık istikrarla devam edeceğim.
Konumuza gelirsek ; vertigo!
4 gündür beni benden aldı ve hatta şuan yazarken dahi harflerin halay çektiği bir tablo görüyorum. Yeni tanıştığım vertigo, aslında başlı başına bir hastalık değil ama bir hastalığın belirtisiymiş. Bizdeki kristal oynaması olarak görünüyor şimdilik. O bile dayanamadı al buyur duramadı yerinde. Şimdi yerine oturması uslu bir kristal olması gerek. Beni daha fazla yormamalı, yatırmamalı. Bazıları yatarak tedaviye yatkındır yada yatmaya yatkındır diyedir. Allah daha büyük yatalak dert vermesin elbette o apayrı.. Lakin kafam dolu! Uyku zaman kaybı gibi geliyorken, uyumadan yatmak daha da zor geliyor. Ama kafa buna müsade etmiyor yat diyor. Vertigoyu yaşadığımdan dolayı araştırıp kısmen öğrendim ilerleyen günlerde neler yaşadım ve ne duruma geldim tekrar yazacağım fakat bugün bu kadar vertigo yeter.. Haftasonu zor geçti bir çok sebepten dolayı. Buna da şükür dedirtecek bir minik kuzum var hayatımda. Bazen kendin için güç bulamıyorsun ama uğruna gölgelerin gücü adına dedirten bir küçük adamım var. Hayatımızda kıymetliler olmasa ara sıra pes edebiliyoruz ne yazıkki. Ben pes etmemeyi en dibine dibine bundan 8 yıl evvel öğrendim. Pes etmek üzere yaşadığım beni aşar dedim ama etmedim. Sonrasında ne gelse yıkılmam daha da derken irili ufaklı yine geldi elbette. Gelsin buna da şükür diyerek bu günlere geldik. Giderken bana sadece biraz beklememi diledi 8 yıl önce ve bekledim tam 5 yıl Yiğit Ömer'imi .. Yaşadığım herşeye bedel, tüm yalnızlığıma, tüm sabırsızlığıma, tüm adaletsizliğe ve dünyalara bedel kendisine benzeyen bir evlat gönderdi sanki bana. Öyle olgunlaştım ve öyle çok derinleşti ki isteklerim, bazen kendimi tanıyamaz oldum. Ama isteklerime bana, bazen cevap veremedim. Kendimi bile bile üzdüm, cesaret ettim yaparım dedim. Olsun dedim, başarılır bir yolu bulunur dedim kendimi dinlemek istemediğim Zaman'larda.. Hatalar yada cesaretler, o koca yıllar bana oğlumu verdi belkide. O yüzden yaşadığım hiç bir durumun hayırmı şermi olduğunu bilemiyoruz. Hayırlı günler, hayırlı evlatlar görmek istiyoruz sadece.
Tamda bugün dünya ruh sağlığı günü bir de üstüne .. Kısacık ömürlerde ruh sağlığına ilaçtır iç huzur! Önce iç huzurun ve şükrün varsa gezersin böyle pamuk gibi. Ardından hatalarını kabul etmek, kendini ve ne istediğini iyi bilmek gelir. Peşi sıra sıralayabilirim size; ruh sağlığınız için önce kendinizi Mutlu edin. Kendini bilen her insan nasıl Mutlu olup nasıl mutlu edeceğini bilir, bilmeli !
Biz burda yapıyoruz en büyük hatayı. İsteklerimiz her hangi birini kırıp rencide etmiyor, birinin hakkını yemiyor ve zarar vermiyorsa peşinden gitmeliyiz. Mesela ben..
Konservatuvar sınavına yeniden girmek ve yıllarca gönül verdiğim tiyatroya dönmek istiyorum. 40lı yaşlarda da çocuklara tiyatro drama  gibi dersler vermek istiyorum. Onlara kendi yazdığım oyunları oynatabilecek donanıma sahip olmak istiyorum. Suç mu? Birini mi incitir zarar verir bu isteklerim ? Aileme zarar mı verir ? Arkadaşlık ilişkilerimi mi bitirir ? Kime zararı olabilir hayallerimin ?
Eğer benim hayallerin olmasa, amaçsız yaşayıp ruhumu besleyebilecek şükredebilecek şeyler bulamıyorsam bence çok sağlıklı bir anne de olamayabilirim. Çok değerli kadınlar gördüm Nasıl güzel hayalleri var. Yetenekleride.. Geçmeyin önüne ! Kimsenin isteklerini hayallerini umutlarını yitirmelerine sebep olmayın. !
Diyeceğim şudur ki ; ruh sağlığı gününde farkındalık olsun diye sizde hayallerinizi karalayın ve yapın! Madem hayat kısa ? E o Zaman sevdiklerimize daha az zarar verip meşguliyetlerle faydalı olmalı.
Yarında yazacağım söz veriyorum. Yaklaşık 3 saatte yazabildim şu yazıyıda ( başım dönüyorduuu)
Ayrıca gün boyu arayan soran nasıl güzel dostlar biriktirmişim ben helal olsun bana .. Defalarca arayanlar hele kendilerini bilir varolsunlar.
Canım Özge başta olmak üzere , çok çok değerli patronum diycem çünkü ben meslekten böyle alıştım :) Sibel Yolcu, Yengem, Cananım, Fundammmm , Babamm, Canım Annem , tüm akrabalarım ve tüm arayan canlarım sizi çok seviyorum. Sabahtan beri telefonum susmadı desem vallahi yeridir.
İyileşeyim hepinize çaylar benden :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder