Üniversiteye yeni başlayanlar için türlü tavsiyeler vardır elbette.
Lakin
hangisine itibar edelim, ya da kime ve neye göredir
bu tavsiyeler diye bi miktar yersiniz kendinizi.
Bu içten içe yürüyen, zihne baskılayıp
olay günü
kalbe yürüyen
heyecana ayak uydurunuz. Bu heyecan kısacık bi müddet sonra geçecek ve yerini olabildiğince yavşak duygulara bırakacaktır. ( bkz yavşak; yılışık
duygular)
Yani
diyeceğim şu ki; o heyecanı dibine kadar yaşayın, telaşlanın, az bi korkun, gerilin ve
sonunda kendinizi oraya atın!
*En temel
kural “çömez imajına mani olmak” .. Bunun için
kısa süreliğine yüksek özgüvenliyi oynayabilirsiniz. Yürüyüşünüzü değiştirip elinize alabileceğiniz
coffee bi tık ilerlemenize sebep olacaktır.
*Az konuşun ama öz olsun, ortamda birilerine mutlak
laf sokup akıllarda kalmaya sebep olun. (
tasvip etmesemde)
*Gördüğünüz
her kıza asılmayın, kısa
sürede adınız çıkar
istediğiniz itibarı kaybeder ve hafife alınırsınız.
*Çirkin deyip beğenmediğiniz kızlar, ilerleyen günlerde tüm ders notlarınızı
dileneceğiniz en iyi arkadaşlarınız
olacaktır. Tatlı davransaydınız
iyiydi..
*Tavsiyeleri
dinleyin ama her ortam ve üniversite işleyiş ve idari bakımdan farklılıklar
gösterir o yüzden akışına bırakın.
*Hocaların sizin için kıymetini
bi bilseniz asla ilk gün dahil böyle artistlikler yapmazdınız J notlarınızı bilgisayara onlar işler,
sizi dahi işlerrr : )
*Öğrenci kimliğinizin bu cumhuriyette en kıymetli şey olduğunu unutmayın, sahip çıkın!
*Öğrenci işleri, SKS, hatta rektörlükten dostluklar edinin. Börek, çörek, memleketten gelen giden
erzakları serin önlerine. İşlerinizin haftalar sonra bitmesini
istemiyorsanız arkadaş, abla, abi iyidir : )
*Kopya
vermezseniz alamazsınız
bunu unutmayın. ( o yüzden hiç o işlere
girmeyin : )
*Entellektüel sohbetler açın, bu sohbetleri hocalarınızın
yanında gerçekleştirin.
*Öyle hemen mezun olmalıyım triplerine girip, o caaaanım
ve hayatta belki de bi kez yaşayacağınız öğrencilik
yıllarını bitirmeye aceleci olmayın.
*Sevdiğiniz ve katiyen gelecek vaat ettiğine inandığınız
bölümü tercih edin. Mahalle baskısı bu ortamda size iyi gelmeyecektir.
*Part
time işlere sıcak bakın, o harçlık asla yetmeyecek!
Onlarca
daha tavsiye sıralarız genç beyinlere.. lakin mezun olduktan
sonra adam olmayacaksanız, mezuniyet olmadan da adam
olunabileceğini, diplomanın bi çok kişi için sadece bir kağıttan ibaret olduğunu unutmayın.
Bi miktar
evlilikte yapılan devlet nikahına da benzer aslında durum. O imza atılınca hiç bir şey değişmez sadece bir belge vardır
elde ve bazen o belgenin rehaveti ile türlü şımarıklıklar da rahatlıklar yapılır ya da bazı zamanlar hakkı verilemez!
Elinizdeki
belgeyi severek alacaksanız alın
yoksa memleketin çiftçiye
de inşaat işçisine de ihtiyacı var.
Kendinizdeki
yeteneği keşfettiğiniz tüm sahneleri kayda alın. Sabırla zamanını bekleyin ve zamanı geldiğinde yani gelişim süreci devam ettikçe ortaya atın o meziyetleri.
Çoğu
zaman kendimizdeki (genellikle yaradılıştan gelen) “sihirler “ bi yerde kalır ve birileri keşfedemezse pas tutar . Buna müsaade etmeden kendi başımızın çaresine
de bakmamız gereken zamanlar yaşayabiliriz.
Haddi aşmadan, başarı
duyulan tecrübeye saygı duyarak olgunlaşsak.. “Mükemmel” olmak uğruna bi sürü enkaz bırakıp yükselmektense
“iyi” olup itibar kazanmanın, güzel
konuşulmanın keyfini yaşasak?
Bi düşünün
ve mevcut üniversitelerinizin keyfini çıkarırken hayallerinizi hedeflerinizi
ve en önemlisi vizyonunuzu geride bırakmayın.
Diğer tavsiyemde; Kitap okumanın
mucize bi terapi olduğunu bilip tüm söylemleri tüm fikirleri okumak konusunda cesaret gösterdiğimiz sürece daha kıymetlisi ne olabilir..
Son satırımda diyebileceğim; Düşünmeden okumak, hazmetmeden yemeğe benzer.
Sevgiler, saygılar efendim.

